|Haruki Murakami, senin yatacak yerin yok oğlum!|
![]() |
Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında, Haruki Murakami, 188 sf., Doğan Kitap, 14 TL |
Kitabın konusundan kısaca bahsetmek gerekirse, kahramanımız Hacime tek çocuktur ve en yakın arkadaşı aynı okula gittikleri ve tek çocuk olan Şimamoto‘dur. 12 yaşında ikisinin de farklı okullara gitmesiyle yolları ayrılır fakat yirmi beş yıl sonra tekrar kesişir. Yalnız tek bir sorun vardır: Hacime evli ve iki çocuk sahibidir…
Sahilde Kafka‘dan sonra Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında okuduğum ikinci Haruki Murakami kitabı. Kitap bittikten sonra uzun bir müddet Murakami kitabı okumamaya söz verdim. Neden mi? Şöyle ki, adam her kitabında, okuyucunun kafasında binlerce soru işareti bırakıyor ve sanırım bundan büyük bir zevk alıyor. Oynuyor bizimle arkadaş! Ben zaten ünlü filozof Serdar Ortaç‘ın dediği gibi ‘kafamda deli sorular’ modundayım bir de seni çekemeyeceğim Murakami. Arkadaş bir kitabını da düzgün bitir, insanların aklında şüphe kalmasın. Yok illa süpersoniklikler, bilmeceler, felsefeler, kişiyi düşünmeye sevk etmeler..
Murakami kitapları beni yoruyor. Okurken ve bittikten sonra yorulduğumu hissediyorum. Bu kitapta da, Sahilde Kafka‘da olduğu gibi cinsellik ve müzik öğeleri yoğunlukla kullanılmış. Murakami’nin diğer kitaplarında da aynı durum var mı bilemiyorum. Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında biraz pembe dizi modunda olmuş. Arkası yarınlar, ‘ne olduğunu sorma söylersem dizi biter’ durumları kitapta sıkça mevcut. Kitabı okurken “Ha söyledi”, “Dur şimdi söyleyecek”, “Son 10 sayfa hadi söyle artık” ve kitap bittiğinde “Allah’ından bul Murakami Şimamoto’ya noldu nan!!” duygu hallerine girmeniz kaçınılmaz.
Michael Ondaatje bir kolajın tamamına bakıldığında ortaya çıkan örüntünün, hikaye ilerlerken ortaya çıkandan daha derin bir gerçeklik taşıdığını düşünüyor.* Haruki Murakami romanlarında da biraz bu var sanki.
Çizdim Oynamıyorum:
8/ Hiç kardeşim olmadığını öğrendikleri anda içgüdüsel olarak şöyle düşünüyorlardı: Tek çocuksun, öyle mi? Şımarık, zayıf ve bencilsindir sen.
72/ Duvarda alevlenen bir gölge gibi.
139/ Bir balık olduğumu düşledim. Basit bir balık, yüzmek için bile düşünmek zorunda olmayan bir balık.
*Notos Öykü Sayı: 34. Popüler Edebiyat Nedir, Ne Değildir? (Haziran-Temmuz 2012)
Kitabın kapağı da pek bi değişik. 🙂
Hani bazen kapağı kitabın konusuyla ilgili bir ipucu verir ya, dediğiniz konuyu çağrıştırmıyor kapağı. Merak ettiriyor açıkcası.
Aslında kapakta bir kadın ve bir erkek var ama doğrudan çağrıştırmıyor tabii ki. Kitap güzel, ilginç ve okunası. 😀
O zaman kız güneyde, oğlan batıda. 😀
Evet ilginç geldi banada. Hatta konusu akşam denk geldiğim Birgün -sanırım sadece birgün idi yada birgün aşkda olabilir- adlı filmi anımsattı. Film kitaptan uyarlama imiş. Orda da bir görüşüp ayrılıp yıllar sonra tekrar görüşüyormuş karakterler.
Ne yalan söyleyeyim nem kitabı beğenmedim. Şimamoto'nun sırrı ne idi nereye gitti hadi gitti. hediyeyi niye götürdü. Hep hacimenin içinde kalanlara yer verildi, eşinin hiç mi duygusu yok. Silik karekter. Yazarın okuduğum ilk kitabı, bir iki sene daha başka kitabını okumam gibi geliyor.
Okuyacağım bu adamı, farz oldu artık.
Okumayı istediğim bir yazar. Ama yorumdan açıkçası biraz tırstım. Ama hala okumak istiyorum. Bitirmem gereken kitaplarımdan sonra tabi…
Eh Murakami, Alah nasıl biliyorsa öyle yapsın seni!
Yahu ben de şu ana kadar İmkansızın Şarkısı ve Sahilde Kafka'yı okudum, her ikisinde de bu durum vardı.
kitabı kapattıktan sonra, adama telefon açıp, "ee, ne oldu şimdi?" diyesim geliyor.
Ama bütün bunlara rağmen hastası oldum ve 1Q84'ü bile aldım!
Murakami ile yıldızım hiç barışmadı, bu kitabını ve İmkansızın şarkısını okumuştum daha fazla şans vermeyi de düşünmüyorum.
Düşüncelerine tamamen katılıyorum:)
@UyuşukHayalperest: O başka bir kitaptan uyarlama. 🙂
@acemiblogger: Kitap idare ederdi, havada kalan bir ton soru var. Başka bir kitabını deneyin derim. 🙂
@Cessie: Oku oku. 🙂
@KitapAyracı: Yoruma bakmadan okuyun derim. 😉
@OnTheRoad: Ben de aldım 1Q84'ü ama şu anda tuğla görevi görüyor. Bir iki seneye okurum gibi. 😀
@BaykuşGözüyle: Ben son bir şans daha verme taraftarıyım. Çekirge üçüncüde ne olacak bakalım. 😀
Ben bu kitabın sonuna çok şaşırmıştım. Aynı düşüncelerle yeni kitabına başlayamadım yazarın ben de :))
hahah okurken güldüm.yeni bitirdim daha kitabı,çok güzel söylemişsin.şimamato söylersem kitap biter tribi attı resmen.yanarım yanarım izumi'ye yanarım.yazık la!
Nalçak Murakami yaktı bizi. Ben kitabı okuduğuma yanarım. 🙂
Gerçekten yataa yeri yok Murakami'nin.Adam süper yazıyor yazıyor yazıyor, bi bakıyosun, hooop kitap bitmiş..sonra da düşün dur "eee şimdi ne olmuş olailir?" Colorless Tzukuru ve 1984 de öyle.Ama hepsi de muhteşem…