Ana sayfa Kitap Siddhartha – Hermann Hesse

Siddhartha – Hermann Hesse

447
7
1946 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Hermann Hesse Siddhartha‘da, bolluk içindeki hayatından rahat battığı için, “içim sıkılıyor, daralıyorum” diyerek yaşam ve ölümün ardındaki gerçeği aramak ve kendi egosuyla, benliğiyle mücadele etmek üzere çocukluk arkadaşı Govinda ile yollara düşen Siddhartha’nın yani Buddha’nın hikâyesini anlatmış.

siddhartha hermann hesse
Siddhartha, Hermann Hesse, Can Yayınları, 148 s., 12 TL. 
Çeviri: Kâmuran Şipaş, Kapak Tasarımı: Utku Lomlu, 30. Baskı, Ocak 2014.

Kitabı okuduktan sonra öğrendiğime göre Budizm’in kurucusu olan Buddha’nın gerçek adı Siddhartha Gotama’ymış. Siddhartha, “amacına ulaşmış” anlamına gelirken, Buddha “uyanmış, idrak etmiş, bilinçlenmiş” anlamlarına gelmekteymiş.

“Dünyanın acı bir tadı vardı. Eziyetti yaşamak.” s. 24. 

Siddhartha, benim için yanlış zamanda okuduğumu düşündüğüm bir kitap oldu. Zira internette kitap hakkında yapılan yorumlara baktığımda kendimde sorun aradım desem yeridir. Herkes beğenmiş, bir aykırı insan ben! Bırakmak istiyorum, yorumlara bakıyorum, yok şöyle güzel, yok okuduğum en iyi 5 kitaptan biriydi… Hadi diyorum, devam et Güven, bir şeyler çıkacak sonunda. Ama yok oğlu yok.

 “Duyularını öldürüyor, belleğini öldürüyor, binlerce yabancı kılıkta Ben’inden sıyrılıp çıkıyor dışarı, hayvan oluyor, leş oluyor, taş oluyor, tahta oluyor, su oluyor ve her defasında yeniden uyanarak kendi kendine kavuşuyor, gökyüzünde ister güneş parlasın, ister ay, yine Ben olup devridaim içinde salınımını sürdürüyor, susuyor, susuzluğunu dindiriyor, yeniden susuyordu.” s. 25. 

Zaten kişisel gelişim kitaplarına bile kıl olan ben, kitabı okurken Cem Yılmaz’ın “Sevgi içimizde,” diyen görüntüsü gözümün önünden gitmedi desem yeridir. Bana ters ve garip gelen birçok bölüm de olduğunu söylemeden geçmemek isterim. Misal, Siddhartha nehrin karşısına geçmek için kayığa biniyor. Karşıya geçtikten sonra kayıkçıya “Param yok, ama istersen dua edebilirim,” diyor. Madem öyle baştan söylesene arkadaşım.

Irmakla konuşmalar vs., kısacası fenalık geçirten bir kitaptı benim için. Bundan 10 sene sonra okuduğumda belki sevebilirim, ama bu ilk okuma için öneremeyeceğim ne yazık ki. Kitabı okuduktan sonra beğenirseniz eğer bir de kitabı konu alan 1972 yılında çekilmiş filmi mevcut.

“Yavaş yavaş, can çekişen bir ağaç gövdesine rutubetin yavaş yavaş sızması, onu doldurup çürütmesi gibi, dünya ve miskinlik de Siddhartha‘nın ruhuna yavaş yavaş sızmış, onu doldurup ağırlaştırmış, onu yorgun düşürmüş, onu gözünden uyku akara durumu sokmuştu.” s. 80.

7 YORUMLAR

  1. Sanırım bu tür kitaplar arasında, aslında aynı kategoriye sokulamaz ama en çok sevdiğim yazar Paulo Coelho. Bu kitabıda sıkça duymuştum, fakat okuyamadım ama ideal hayatla gerçek hayat arasında gerçekdışı bir bağ varki bu kitaplarda beni benden alıyor…

  2. En sevdiğim 2-3 yazardan biridir Hesse (hatta şimdiye kadar okuduğun en iyi kitap nedir diye sorsalar tereddüt etmeden yazarın Der Steppenwolf-Bozkırkurdu derim). Kendisinin dünya görüşüne üç aşağı beş yukarı katılıyorum. Onu tanımak ve hayat üzerine, politika üzerine konuşmak çok isterdim 🙂

    Doğu mistisizminden fazlasıyla etkilendiği için eserlerine de bu yansımış çokça. Siddhartha ve Doğu'ya Yolculuk bunlardan bazıları. Irmaklar filan ondan 🙂 Zen'e ilgi duymaya başladığım bir dönemde okumuştum yazarı. Sonra devamı geldi tabii. Fazlasıyla etkileyici buluyorum tepsitlerini. Çok büyük bir düşün adamı kendisi benim için.

    Ama tabii herkes yazdıklarını sevecek diye bir durum yok 🙂 Yanlış zamanda okumuş da olabilirsin, tarzıyla uyuşmuyor da olabilirsin. Eğer bir şans daha vermek istersen Knulp'u öneririm. Hacmi az ve Doğu'ya dair imgelere boğulmamış bir kitap

  3. @Dilara Artar Paulo Coelho'yu bir nebze daha beğeniyorum, ama ona da bayıldığım söylenemez. 🙂 Seversin umarım. 😉

    @Zihnin Arka Sokakları Bozkırkurdu'yla mı başlasaydım diye az düşünmedim değil. Zira kendisine biraz mesafeliyim şu an. Tamam etkilenmiş olabilir ama insanı bayıltan bir kitapta da yazmasaymış. Beni etkilemedi ve zorla okudum diyebilirim.

    Bozkırkurdu ve Knulp ile kendisine bir şans daha vermeyi düşünüyorum. 🙂

  4. Hermann Hesse'nin "Demian,Peter Camenzind ve Çarklar Arasında" adlı eserlerini çok beğendiğim için "Doğu Yolculuğu ve Siddhartha'sını da büyük bir hevesle aldım; (ki aldığım tarih 2011) yıl 2014 oldu ama hâlâ bitirilmeyi bekleyen iki kitabı var elimde.Resmen süründü.Ne kadar denesem de olmuyor,gitmiyor işte!Sorun bende herhalde. Bu iki kitap bana çok kasvetli geldi.

  5. Ben sevmiştim Siddhartha'yı zevk meselesi işte gülerek okudum biraz da belki kendi kendime eğlence yarattım bilmiyorum o "om" meselesi beni benden aldı açıkcası:D
    Altını çizdiğim pek çok cümle var yine de. Hoşuma o "ben"den sıyrılma sözleri filan öyle şeyleri hep sevdim ben, Hesse'yi de sevdim bu sebeple.:)
    Ve can yayınları bu renkli yaratıcı kapaklar bir harika bunda Hermann Hesse var Kafka Dönüşüm kapağı en sevdiğimdi böcekli:D

  6. @Tzn Arc O zaman ben kasvetlilerden başlamışım sanırım. Sizin okuduklarınız arasından seçip birini okuyayım mutlaka. Teşekkürler bilgi için, ben de bir tek sevmeyen benim sanıyordum. 🙂

    @birgaripSeyma Om nedir ya? 😀 Om'ları gördükçe kitabı fırlatasım geldi. 😀 Ben pek sevmiyorum bu tarz şeyleri ondan çizmedim pek. Can Yayınları'nın bu kapak politikasını ben de sevdim. Utku Lomlu tasarlıyor, müthiş gerçekten.

    @sezer eser perker Zaman kaybı bana göre (bu yorumumu okuyanlar bana dalacak kesin. Zira herkes bayılıyor bu kitaba). 😀

Zihnin Arka Sokakları için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Please enter your comment!
Please enter your name here