İstanbul’da iyi şeyler de oluyor diyebileceğimiz türden büyük bir proje. santralistanbul şehrin havasını değiştirmekle kalmıyor, hem ona, hem de şehrin kaybolmuş insanlarına yeni bir soluk da getiriyor. İçinde bulunan Enerji Müzesi ise beni geçmişe götürerek bir nevi zaman yolculuğuna çıkarmaya yetiyor da artıyor.
santralistanbul Nedir? Nasıl bir yerdir?
santralistanbul bilmeyenler için aslında bir kültür, sanat ve eğitim merkezi. Olmayacak denen olmuş ve kamu, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları bir araya gelip burayı adam edelim, tarihimizi koruyalım diye düşünmüşler. Ne de iyi yapmışlar. Silahtarağa Elektrik Santrali, 2004 yılı Mayıs ayında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne tahsis edilmiş. Elektrik santralının kültür-sanat merkezine dönüşüm projesi ise İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından, Ciner ve Doğuş Grubu ile birlikte Kale Grubu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nin ana sponsorluğunda gerçekleşmiş. Üç yıl, yani 2007’ye kadar renovasyon çalışmaları devam etmiş ve santralistanbul, 8 Eylül 2007’de açılmış.
Peki santralistanbul’un içinde neler var?
santralistanbul bünyesinde, eski makine dairelerinin korunarak dönüştürülmesiyle oluşturulan, Türkiye’nin ilk endüstriyel arkeoloji müzesi olan ve 2012’de Avrupa Müze Akademisi tarafından “DASA ödülü”ne layık görülen Enerji Müzesi; çağdaş sanat sergilerin ve kültürel etkinliklerin gerçekleştirildiği “International Architecture Awards 2010” ödüllü Ana Galeri binası; özel bir izleme tekniği ile kurgulanmış olan Krek tiyatrosu; eski santralın tamirhane ve depo binalarının dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan tasarım ödüllü yeme-içme mekanları ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin eğitim binaları yer alıyor.” Kaynak.
Santral santral diyoruz da niye diyoruz bir sorun bakalım? Bu alan içinde bulunan Silahtarağa Elektrik Santralı, Osmanlı Devleti’nin kent ölçekli ilk elektrik santrali. Bulunduğu konum olan Haliç de İstanbul’un en eski endüstri bölgesi olunca santralin önemi daha da artıyor doğal olarak. Az buz zaman da değil, 1911’den 1983’e dek kente elektrik sağlamış bu santral.
santralistanbul‘a ulaşım oldukça kolay. İçeriye oldukça rahat bir şekilde giriyorsunuz ve güvenlikler oldukça kibarlar. Evime oldukça yakın bir konumda yer alıyor ama ilk defa ayak bastığımdan içimde merak duygusu fazlasıyla hakim… Aslında yüksek lisans zamanı Bilgi Üniversitesi de aklımda olan okullar arasındaydı ama master’ı Marmara’da yapmak kısmetmiş. Doktorada belki Bilgi’de olurum kim bilir? Etraf yemyeşil, insanlar rahat rahat takılıyor, İstanbul değil de bambaşka bir yer gibi. Tamam, santralistanbul bölgenin çehresini tamamıyla değiştirmiş ama yine de içerinin havasını bir başka yahu! Ben bugün genel olarak santralistanbul’dan değil de içinde bulunan Enerji Müzesi‘nden bahsedeceğim.
Enerji Müzesi
santralistanbul bünyesinde yer alan Enerji Müzesi, Türkiye’nin ilk endüstriyel arkeoloji müzesi olma özelliğini taşıyan, bence oldukça önemli ve olağan dışı bir müze. Güvenliğe müzeyi gezmeye gelmiştik diyoruz ve sormanız hata bakışıyla içten bir şekilde “Tabii buyurun” diyerek yolu gösteriyor. Gelmeden önce internetten fotoğraflarına bakmıştım ama insan yakından görünce daha çok etkileniyor. Hayatımda ilk defa bir elektrik santrali ziyaret ediyorum, daha ne olsun!


Silahtarağa Elektrik Santralı’nın 1913’te ve 1921’de inşa edilen ilk makine daireleri, güçlendirilip korunarak santralistanbul Enerji Müzesi’ne dönüştürüldü. Bu dönüşümün ilk adımı, elektrik üretiminin durduğu 1983’ten sonra çalışmadığı için paslanmaya başlayan türbin-jeneratör gruplarının ve diğer makinelerin uzman ekipler tarafından temizlenmesi ve özel bir koruyucuyla kaplanarak paslanmanın durdurulması oldu. Daha sonra, 1 numaralı türbin-jeneratör grubu, 1931’de çalışmaya başladığı tarihteki görünümüne ulaştırılarak korundu. 3 numaralı türbin-jeneratör grubu üretim durduğunda içi açık olarak bırakılmıştı; bu grup da açık şekliyle korundu.” Kaynak.
Erken gitmemiz sebebiyle içeride bizden başka kimseler yok. Adeta bir film setinde gibiyim. Büyük bir renovasyon çalışmasının yapıldığı fazlasıyla belli. Oturup saatlerce vakit geçiresim, kendimi dinleyesim var ama zaman…


Enerji Müzesi, halihazırda 1 ve 2 no’lu Makine Daireleri’nde Silahtarağa Elektrik Santralı’nda üretimin en önemli unsurları olan ve dönemin ileri teknolojisinin tipik çizgilerini yansıtan AEG, Brown Boveri, Siemens ve Thomson Houston markalı türbin-jeneratör gruplarını ziyaretçilere sunuyor.” Kaynak



Üst katta yer alan Kontrol Odası’na uğramayı da unutmayın sakın.


Tevettür* bir azalıyor bir çoğalıyor… (*tevettür: Gerilim.)



Enerji Oyun Alanı

santralistanbul Dükkan.

Enerji Müzesi’nin giriş katında Enerji Oyun Alanı adında bir bölüm oluşturulmuş. Birçok deneyi gerçekleştirebileceğiniz bu bölümde 22 etkileşimli ünite yer alıyor. Buranın önemini özellikle vurgulamak istiyorum ki çocuğunuz ya da çevrenizdeki küçük çocukları da müzeye gönül rahatlığıyla getirin.

Bilgilendirme panoları hem Türkçe, hem de İngilizce olarak hazırlanmış. Biz de önce panoları okuduk, sonra tek tek deneyleri yaptık. Gidince göreceksiniz, oldukça eğlenceli deneyler var.
Yukarıdaki fotoğrafta “Bundan her eve lazım!” dediğim Plazma Küresi‘ni görüyorsunuz. İlk görüşte tutulduğum bu küre, benim bütün negatif enerjimi aldı götürdü desem yeridir. Tabii ki gerçek işlevi bu değil ama insan psikolojisini anlamak ne mümkün!
Güven Turan (@benolmeden) tarafından paylaşılan bir fotoğraf (1 Eyl 2015, 01:52 PDT)

santralistanbul Enerji Müzesi Ziyaret Bilgileri
Ziyaret Gün ve Saatleri: Her gün 10:00 – 18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Rehberli turlar hariç; Enerji Müzesi ziyaretleri ücretsiz!
santralistanbul Nerede?
Eski Silahtarağa Elektrik Santrali, Silahtar Mah.Kazım Karabekir No:2 Eyüp / İSTANBUL http://www.santralistanbul.org/

Birkaç sene önce Orhun santralistanbul'da çizgi roman atölyesine katılmıştı. Birkaç hafta sonumuz orada geçmişti. Seviyorum ben burayı.
Şimdi benim "Büyük demir yığınları -gemi,kamyon,demir köprüler, büyük demir kapılar vs.- na karşı büyük bir fobim var. Demirin üzerinde yürürken çıkan ses var ya duydukça kalbim duracak gibi hissettirir.
Bu fobimden zerre haberdar olmayan bir arkadaşım beni Santral İstanbul'a kahvaltıya davet etti. Bak işte her aldığın davete atlamayacaksın , bi inceleyeceksin neresi burası diye.
Ben mis gibi yeşillik sonrasında restauranta bir baktım ağırlıklı demir ve cam bir de demez mi gel ilk önce müzeye bi bakalım. Salak Damla!Adı üstünde santral işte.
Neyse ben o gun o mekanı nasıl terkettim hatırlamıyorum. Bununla beraber senin yazının da sadece 2.fotoğrafına kadar gelebildim.
Demirsiz müzeler gezmeni diliyorum Güven, rica edeceğim 🙂
@sezer eser perker Ben ilk kez gittim ve bayıldım. Bu kadar tahmin etmemiştim şahsen. 😀 Büyükler için de atölyeler var ama gereksiz pahalı geldi bana. 😛
@Keşke Gerçek Olsa Ahahahha gülünmez ama okurken çok güldüm! :DDD Düşününce bir tedirginlik yaratıyor ama o kadar da değil yahu! 😀 Çocukluğa inmek gerek… :DDD Yukarı çıkmadan bir tek o oyun alanı, deneylerin yapıldığı kısma gidilse de olur diyeyim o zaman. :))