Bazı yerler vardır, size çok yakın ve elinizin altında olduğundan nasıl olsa bir gün giderim diyerek her geçen gün gitmeyi ertelersiniz. Rumeli Hisarı da önünden milyon kez geçtiğim, her seferinde de daha sonra gireriz dediğim yerlerden biriydi.
Ben Bebek tarafından yürüyerek hisara ulaştım. Fotoğrafta da gördüğünüz gibi, hisar, Aşiyan Mezarlığı‘nın tam yanında yer alıyor.
Rumeli Hisarı bilmeyenler için Hisarlar Müzesi olarak isimlendirilmiş durumda ve tam karşısında bulunan Anadolu Hisarı’ndan farklı olarak ziyarete açık. Müzekartın geçerli olduğu hisara giriş ücreti 10 TL.
İçeri girerken güvenlik görevlisi restorasyon olduğu için burçlara çıkmanın yasak olduğunu belirtti. Bu arada yiyecek içeçek de yasak. Restorasyon olayı bana biraz hikâye gibi geldi. İnsanlar burçlara çıkıp da düşmesinler diye uydurduklarını düşünüyorum.
İlk olarak girişteki bahçede yer alan toplar ve gülleler karşıladı beni.
Pazartesi olmasına rağmen, hava güzel olduğu için içeride beklediğimden çok insan vardı (çok dediğim de toplasanız 10 kişi etmez). Fazlasıyla huzurlu ve sakin bir ortam. Kitabınızı alıp denize karşı, kuş cıvıltıları arasında okuyabilirsiniz.
Rumeli Hisarı’nın Tarihi
Rumeli Hisarı, boğazdan geçişleri kontrol etmek ve İstanbul‘u fethetmek amacıyla 1452 yılında yapılmış. Üstelik Nisan-Ağustos ayları arasında tam 4 ayda tamamlanmış. Koca hisarı 4 ayda, hem de yazın sıcağında nasıl yaptılar çok merak ediyorum.
* Hisarın 5 kapısı bulunmakta. (Dağ Kapısı, Dizdar Kapısı, Hisarpeçe Kapısı, Sel Kapısı ve Mezarlık Kapısı)
* Duvar yükseklikleri 3-15 metre arasında değişiyor.
* İrili ufaklı 13 adet burcu bulunmaktaymış.
* Yapılan kulelere, onların yapımına nezaret eden paşaların adı verilmiş. Vezir-i Azam Çandarlı Halil Paşa, Zağanos Paşa… Fatih Sultan Mehmet de yine çalışmaları yerinde denetlemiş.
* Rumeli Hisarı, 30.000 m²’lik bir alanı kaplıyor.
* İç avluda 17. ve 19. yy.’lara ait toplar ve taş gülleler sergilenmekte.
* İç avlu ortasına Bizans döneminde yapılmış sarnıç kalıntısı üzerine Sultan II. Mehmet tarafından Ebu’l Feth Camii yaptırılmış. Bu cami, 1907 yılında bir afet sonucu yıkılmış.
* Rumeli Hisarı eskiden Rumeli değil Boğazkesen Hisarı, Boğazkesen Kalesi, Kulle-i Cedide ve Yenice Hisar adlarıyla anılmaktaymış.
* 13000 kişinin öldüğü, 1509 yılındaki Büyük İstanbul Depremi’nde hisar zarar görmüş.
* 1746 yılında çıkan yangında ise hisarın ahşap kısımları harap olmuş.
* III. Selim (1789-1807) döneminde onarılmış. Yine bu dönemde hisarın içi küçük ahşap evlerle dolmuş.
* 1953 yılında cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ın talimatı ile üç Türk bayan mimar Cahide Tamer, Selma Emler ve Mualla Eyüboğlu Anhegger hisarın onarımı için gerekli çalışmaları başlatmış, kale içindeki ahşap evler kamulaştırılarak yıkılmış ve restorasyon gerçekleştirilmiş.
Rumeli Hisarı’nın İçindeki Mescit Hakkında | Ebu’l Feth Camii
Çıkan haberleri görmüştüm ama gözümle görünce iyice şok oldum. Rumeli Hisarı’nın tam ortasına mescit kondurmuşlar. Benim bildiğim böyle yerler ihtiyaç varsa yapılır. Burada kim gidip de namaz kılacak bilemiyorum…
Yapılmasın demiyorum ama gidince siz de göreceksiniz ki, hiç gerek yok. “Dışarıdakiler de kullanır” diye düşünmeyin sakın. Zira kimse namaz kılmak için müzeye giriş ücreti olan 10 TL’yi vermez. Üstelik o kadar gereksiz büyüklükte yapmışlar ki, hisarın güzelliğini gölgelemiş. Fatih Sultan Mehmet mezarında ters dönmüştür kesin. Yukarılarda boş alanlar var, oraya yapın ufak bir tane. Yok, illa ortaya yapılacak ve büyük olacak!
Hisarın içinde üç saate yakın durdum, oturduğum yerden de mescidin girişini görebiliyordum ama o kadar zaman boyunca içeri abdest alıp sadece bir Arap turist girdi. Eskiden biliyorsunuz mescidin olduğu alanda konser vb. etkinlikler düzenleniyordu. İşin açığı, bu pop konserlerine ben o zaman da karşı çıkıyordum. Kusura bakmayın ama dünyanın hiçbir ülkesi buna benzer bir yapıda bangır bangır konser izlenilmesine izin vermiyor. Ancak bir şeyi düzeltirken başka bir şeyi bozuyoruz sanırım, ayarımız yok. Şimdilerde konser izlenilen koltuklara oturup mescit seyrediyorsunuz. Konser, büyük etkinlik vb. tarihi dokuya zarar veriyor tamam da ortayı boş bırak o zaman değil mi ama?
Ebu’l Feth Camii
Şimdi isterseniz biraz olayın geçmişinden bahsedeyim. Efendim, bilmeyenler için söyleyeyim burada eskiden gerçekten de bir cami varmış. Hatta İstanbul’un ilk camisi olma özelliğini taşıyan bu caminin adı Ebu’l Feth Camii imiş. Bu isim de Sultan II. Mehmed’e (Fatih Sultan Mehmet) verilen ve “Fatihler babası” anlamına gelen “Ebu’l Feth”den gelmekte. O zamanlar savaş zamanı tabii. Camiyi Fatih Sultan Mehmet ve vezirler başta olmak üzere uzun bir süre askerler kullanmış. 17. yy.’dan sonra ise hisarın içine yapılan evler, sonunda bir mahalleye dönüşmüş, bu mahalledeki kişiler kullanmış ve bu durum asırlarca devam etmiş. Ta ki Küçük Kıyamet de denilen Büyük İstanbul Depremi‘ne kadar… Bu depremde cami büyük oranda hasar görmüş. Eski fotoğraflarda da görüyorsunuz minaresi yıkık da olsa ayakta duruyor. Yani eskiden bu camii sıklıkla kullanılan, bir cemaati olan ve amacına hizmet eden bir yapıymış. Bana göre tekrardan bir mescit yapmak yerine minare onarılarak o alana İstanbul’un ilk camisinin orada yapıldığını gösteren teknolojik vb. bilgilendirici uygulamalar yapılabilirdi. Eskinin yerine yenisi yapılınca bir anlamı kalmıyor sanki…
Rumeli Hisarı (Hisarlar Müzesi) Ziyaret Bilgileri
Sarıyer ilçesi sınırları içinde yer alan müzeyi Çarşamba hariç haftanın her günü ziyaret edebilirsiniz.
Nisan-Ekim: 09:00-19:00 | Kasım-Mart: 09:00-17:00
Rumeli Hisarı (Hisarlar Müzesi) Giriş Ücreti: 10 TL
Bir yıl boyunca Müzekart ile 2 kez, Müzekart+ ile ise sınırsız ziyaret edebilirsiniz.