8 Haziran 2005’te açılan Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın nitelikli ve geniş ölçekli kültür-sanat hizmeti vermek amacıyla kurduğu bir özel müzedir.
2003-2005 döneminde restoratör mimar Sinan Genim’in hazırladığı proje çerçevesinde Tepebaşı‘ndaki tarihi Bristol Oteli’nin cephesi korunarak çağdaş ve donanımlı bir müze olarak inşa edilen binasında faaliyet göstermektedir.
Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait “Oryantalist Resim”, “Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri” ve “Kütahya Çini ve Seramikleri” koleksiyonlarını ve bu koleksiyonların temsil ettiği değerleri, ; sergiler, yayıncılık ürünleri, sözlü etkinlikler, eğitim etkinlikleri ve bilimsel çalışmalar aracılığıyla kamuyla paylaşmakta, gelecek kuşaklara aktarmayı amaçlamaktadır.
Her Çarşamba, Pera Müzesi öğrencilere ücretsizmiş. Biz de “Bu fırsat kaçar mı hiç?” diyerek ders öncesi müzeyi ziyaret ettik. Müze, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’ndan kalıcı koleksiyonların yanı sıra güncel sergilere de ev sahipliği yapıyor. Yani sürekli ziyaret edilmesi gereken bir yer olarak düşünün. Bu koleksiyonlardaki eserler içinde ben en çok “17. yüzyıldan 19. yüzyıla elçi portreleri ve elçilerin sanat koruyuculuğu” konulu resimleri beğendim. Osman Hamdi Bey‘in Kamplumbağa Terbiyecisi‘ni de yakından görmek beni çok sevindirdi.
Müzeyi gezen çok sayıda öğrenci çocuk vardı. Hatta bazıları aileleri ile gelmişti. Büyük bir kısmının eserlerin fotoğraflarını çekmelerinden, ödevleri olduğu için müzeye geldiklerini anladık (Not: Müzede flaşsız fotoğraf çekmek yasak değil). Onların müzeyi ziyaret etmeleri bile benim için oldukça önemli bir olay. Ben ise bir tane bile fotoğraf çekmedim. Önceden her gördüğü şeyin fotoğrafını çekmek için yarışan ben, artık eserle birebir bağlantı kurma ve etkileşim zamanını arttırma yoluna girdim sanıyorum.
Müzedeki güncel sergiler ise üst katlarda yer alıyor. “Çöl ve Deniz Arasında / Ürdün Ulusal Güzel Sanatlar Galerisi’nden Bir Seçki” ve “Nickolas Muray: Bir Fotoğrafçının Portresi” sergilerini 21.04.2013 tarihine kadar gezebilirsiniz. Sergiler hakkında burada detaylı bilgi vermeye gerek yok, en güzeli gidin yakından görün.
Güncel sergiler hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayacak videolar:
Nickolas Muray: Bir Fotoğrafçının Portresi | Portrait of a Photographer
Çöl ve Deniz Arasında | Between Desert and Sea
Pera Müzesi’ne Nasıl Gidilir?
İstiklâl Caddesi’ni biliyorsunuzdur. Kitapçılara gire çıka, mağazaları geze geze cadde boyunca yürüyün, Galatasaray Lisesi’ni geçin. Saint Antoine Kilisesi’ni de geçin. Sağda Odakule var. Kısa tünelinden geçip sola dönün. Karşınızda Pera Müzesi. Bu kadar basit.
Pera Müzesi Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücretleri
Salı – Cumartesi 10:00 – 19:00 Pazar 12:00 – 18:00 | Pazartesi günleri ise kapalı.
Tam: 20 TL İndirimli: 10 TL (12 yaş üstü öğrenciler, öğretim görevlileri, 60 yaş ve üstü)
Grup: 15 TL (10 kişi ve üstü) Ücretsiz: Pera Müzesi Dostları, Genç Çarşamba (öğrenciler), engelliler ve her engelliye refakat eden bir kişi, 12 yaş ve altı çocuklar, ICOM kart sahipleri ve basın mensupları.
Her Cuma 18:00 – 22:00 arası ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
Pera Müzesi Sosyal Medya Hesapları ve Daha Fazla Bilgi İçin
http://www.peramuzesi.org.tr/ | http://blog.peramuzesi.org.tr/ | Twitter | Facebook | Pinterest | YouTube
Sırf Nickolas Muray'in Frida fotoğraflarını görmek için gitmek istiyorum, sergiden sayende haberim oldu, teşekkürler!
Hamiş: Şu yorum bölümünü yukarıya, paylaşım linklerinden hemen sonraya alsan daha keyifli olur gibi geldi, naçizane fikrim =)
Ne demek, daha vakit çok gidersin bir ara. Ben pek beğenmedim ne yazık ki. İyi çekememiş (ÇARPILDI). Ahahahahha 🙂
Yorum bölümünü yukarıya al diyorsun, iyi güzel de nasıl olacak o iş. 😀 Bu arada "hamiş"i ilk defa duydum ve öğrenmiş oldum sayende, teşekkürler. ;))
Hahahaha, çok güldüm =D Fotoğraftan çok Frida kısmıyla ilgileniyorum zaten ya, fırsat bulduğumda gideceğim mutlaka.
.com olunca, sitenin tasarımı sendedir diye tahayyül ettim ben birden, ondan dedim öyle =D Ne bileyim, tasarım ayarları falan vardır belki?
Dipnot'un resmiyeti ile P.S'in Türkçe olmaması yüzünden severek kullandığım bir kelime hamiş, ayrıca çok sevimli! Rica ederim…
Allah'ını seven Frida'ya cımbız atsın. :-d
Bir zamanlar ben de blogspot'tum "com" oldum başım göğe erdi. =))
Böyle tasarım yapabilsem keşke ama nerede… Kodlar modlarla uğraşmak lazım, denerim ama başarısızlık ihtimali bir hayli yüksek.
Aaa bak izlemediysen Salma Hayek'li Frida'yı da eklemelisin film listene mutlaka; o vakit tekrar konuşalım biz bu mevzuyu =)
O kod işlerinde yapmak istediğini googlelayınca az buçuk bilgi bulabiliyorsun, keyifli de oluyor, kendini yazılımcı falan sanıyorsun kısa bir süre =D Vaktin olunca uğraş bence de.
Tamamdır aldım listeye. ;))) Kod işlerini ben de yavaştan öğreniyorum ama bakalım deneyeceğim. :DDDD
Yani fotoğraf çekmek tam olarak yasak değilmiş:)
Sabahleyin yasaktı oysa ki:))
=)) =)) =)) =)) Gerçekten değilmiş. Biz de müzeyi gezerken fotoğraf çeken herkesi "Şunlara bak, nasıl da çekiyorlar" bakışı atarak ayıplamıştık ama boşaymış. 🙂