
Peki benim masa kurma olayı ile olan ilişkim nasıl? Şöyle ki, masa düzeninde benim olmazsa olmazlarım vardır. Aksi takdirde yemek yemem, ortamı terk ederim gibi bir durum söz konusu değil ancak beklentilerim karşılansın isterim. “Masanın ortasında çiçek yoktu 10 üzerinden 1 veriyorum” diye de bir şey yok ama dikkat ettiğim noktalar vardır. Bir kere masa kurulurken tüm tabaklar ve çatallar aynı olmak zorunda. “Anne bu tabaktan üç tane var” dediğimde “Alttakilerden götür bir tane de” gibi bir cevap gelirse dellenirim. Bu dediğim durum üç silahşörler çatal-bıçak-kaşık için de geçerli. Farklı götürülen eşya, masada kendini yalnız hisseder çünkü. Diğerleri onu aralarına almazlar. Bardaklar için durum biraz farklı. Çünkü son zamanlarda farklı bardak getirilmesinde olay çıkartmıyorum. Çünkü bardak sık kirlenen ve aynısından dört eş bulmak zor olan eşya grubuna giriyor benim için. Masada bulunan eşyalar, farklı amaçlar için kullanılamaz. Yani salatanın içinde salata kaşığı varsa neden hususi kaşığını salataya daldırıyorsun! Kaşık konmuş o kadar onu kullansana arkadaşım! Bir de masaya örtülen sofra olayı var. Başka bir sofra örtmeye kalktığımda annem “Yenisini örtme eskisi kalsın, kirlenmesin öteki de” der. Bu bakış açısına göre, biz aynı örtüyü zilyon yıl kullanalım ve masaya hiç yeni örtü örtmeyelim nasıl fikir ama! Hatta çivileyelim o örtüyü masaya daha iyi olur. Ser yeni örtüyü, hem temiz örtü üzerinde ye yemeğini hem de hayatına farklılık gelsin. “Anne bu ne?” “Peynir kesme bıçağı.” “Niye kullanmıyoruz peki?” “Ne gereği var normal bıçakla kesiyorum ben işte ne güzel, kirlenmesin o.” E niye aldın onu zaman. Aldıysan niye kullanmıyorsun? Mezara mı götüreceksin?
Benim için kahvaltı sofrasında renk muhakkak olmalı. Sadece peynirden oluşan bir kahvaltı sofrası, olmasın daha iyi. Araya domates kırmızısı, reçel, bilemedin Nutella bir renk katmak lazım. Göz zevki diye bir şey var değil mi ama? “Biz yedik Allah arttırsın, sofrayı da kuran kaldırsın” gibi bir durum da söz konusu. Bu lafa “Hadi len oradan” demek istiyorum. Sofrayı kuran emek çekmiş, yorulmuş. Şimdi ödeşme zamanı arkadaş. Yani sofrayı kurmayanlar kaldıracak işte o kadar ulen! Simetri, düzen hastası ve psikopat bir insan olduğum ortaya çıktığına göre.. Bir dakika ya! Belki de ben normalim siz anormalsiniz olamaz mı? Neyse. Bu yazıyı okuduktan sonra masa düzenine dikkat edin gözünüzü seveyim. Çünkü hayat küçük ayrıntılarda gizlidir…
sofra düzenindeki özene ben de takılırım.yalnız olmadığını bilmek güzel 🙂
özensizlik olduğunda kavga edebiliyorum 🙂 ya da en azından laf söylerim 🙂
bir de mutfak masasında yemek yemekten hiç hoşlanmam.
Mutfak masasında yemekten ben de hoşlanmam, kavga etmenize sevindim 😀 bu şekilde insanları özene alıştırabiliriz belki de. :))
Allah kolaylık versin. Zor iş anam seninki (Tülay konuştu, sıra bende)
Düzeni severim ama takıntılı değilim.
Şimdiye kadar hiç masa düzenim olmadı ki benim.. (: (:
Sen benim hazırladığım sofraya hiçç uğrama.
Afiyet olsun. 🙂
Tekrar söylüyorum sofra kurmak ciddi bir iştir. :)))
kesinlikle katılıyorum sana.. eğer bir sofraya oturuluyor ise.. damak ve göz ziyafeti şart bence.. amaç sadece boğazdan bir şeyler geçmesi ise zaten o sofrayı hiç kurma.. hatta yemek yapmayla da uğraşma derim.. sofra keyifli olmalı, hele güne başlanan kahvaltı ve yorgunluğun atıldığı, ailenin bir araya geldiği akşam yemeklerinde.. açlık bastırma ile sofra keyfi çok başka, çoook..
haklısın hem de sonuna kadar..
Güzel özetlediniz, aynı şeyleri düşünüyorum ben de..
Yine çok güzeldi yazınız.
Ben ise hiç dikkat etmem böyle şeylere. İşin sadece yeme tarafında olduğum için, sofra düzeniymiş vs hiç dikkat etmem. Yemek olsun yeter diyenlerdenim. Evet, belki de anormal olan biziz. :))
Teşekkür ederim.. Yemek tamam ama bir de düzene dikkat etseniz tam süper olacakmış demek ki 😀
sevgili Güven T.,
eğlenceli bir yazı olmuş:)
şu bahsettiğin yeni eşyaları kullanmaya geçememe (belki de kıyamama), eski alışkanlıklara devam etme hali, ben dahil pek çok kadında var sanırım…
bir de "sofrayı kuran kaldırsın" bana da adaletsiz gelir hep;)
Teşekkür ederim..
Yeni eşyaları lütfen kullanın, onların da canı var ahaha pardon yok.
Sana katılıyorum, hislerime tercüman olmuşsun 🙂 Yemek yapmayı ne kadar çok seviyorsam, sofrayı özenle hazırlamayı çok severim. Hepsini geçtim insanın kendisine saygısı olmalı… Günümüz de sofra adabına pek önem verilmiyor, kıyıda köşede yemek, ayakta atıştırmak vbg. biraz da zaman yaratamadığımızdan sanırım… Peçetesinden, çatalına, kaşığından, bıçağına, her şey güzel olmalı tabi ki abartalım demiyorum 🙂
Bir fikirdaş daha ne güzel! 😉
Zaman yaratamama meselesi değil bence tamamen üşengeçlik..
Sofra düzenine özen göstermek, hem yemeğe ve hem de yemek için birlikte olduklarınıza karşı saygının ifadesidir. Mutfağımız yemekleri, zahmetsiz hazırlanmıyor. Hepsi zahmetle hazırlanan ve *törenle yenmesi gereken yemekler. (*benim de sevdiğim bu sözü blogdaşım DY'den de duyunca çok sevinmiştim), bir de rakı varsa… Bu yemekleri hazırlamak için geçen sürenin toplamından daha az emek, özen ve süre verilmemeli yemek birleşimlerine. Çok güzel bir yemek, kötü bir sunumla çok kötü izler bırakabilir. Çok güzel bir yemeği çok kötü bir sunumla yemektense, Kötü bir yemeği çok iyi bir sunumla yemeyi tercih ederim. Yemek bir keyiftir. O keyfi tamamlayan unsurlardan da kaçınmayalım. Afiyet olsun.
"Törenle yenmesi gereken yemekler" Sevdim bunu. 😉
Gerçekten sunum çok önemli ancak dediğiniz gibi sunuma gereken özen ve süre gösterilmiyor. Umarım yeni neslin kulaklarına küpe olur bu dedikleriniz..
Peki sofrayı sen hazırlamısın?
"Buna rağmen çoğunlukla annem kursa da, babam ve benim de kurduğum zamanlar oluyor." demiştim yazıda ama bir daha söylemek gerekirse: Hazırlarım, çok da güzel hazırlarım. ;))
Onu okudumda.. ısteklerın dogrultusunda cok sık olmadıgını saıyorum o yuzden yazdım:))
Yemek yemeyi seviyorum dolayısıyla sofranın hoş görünmesinide. İkisini birbirinden ayırmak olanaksız gibi. Zaten masadan herkes kendi tabağını, çatal-bıçağını, bardağını kaldırsa toplanır. Ufacık çocuklar yapıyor bunu ama yetişkinler, özellikle erkekler kaçar nedense. Söz meclisten dışarı..
Kadın erkek ayrımına girmeyelim, üşengeç insanlar diyelim tatlıya bağlayalım. Yoksa etraf pasaklı kız dolu. ;))
Haha mezara mı götüreceksin kullansana 😀 Pek eğlenceli bir yazı olmuş 🙂
Genelde masayı bana kurdurtmazlar ama gün gelir de kuracak olursam dikkat edicem söz:)
Teşekkürler, aman dikkat ! :DD
ahhh bende deli oluyorum şu maddelerin çoğunda.. takım olacak o tabaklar takım! farklı şekil olunca yan masadan getirmişler gibi duruyor :)) birde arada fark etmeden sağdan soldan kaşıklar girdimi işin içine delleniyorum hep bir olay çıkar 😀
Takım olsun, olmalı, olacak!! :D:D Yan masa değil başka bir dünyadan gelmiş gibi duruyor. :)))
bütün bu yazdıklarına ek olarak olmazsa olmaz takıntılarım var ama hiç yazmıyım biraz obsesifliğe giriyo :DD mesela çatal kasıkların çok ince malzemeden olmaması, tabakların seramiğinin kalitesi, metal tabak olmıcak gibi gibi ..neyse sustum..güzel yazı olmuş 🙂 UYRGZR-.-
Teşekkür ederim, takıntı olmaz niye olsun. :)) Aslında daha çok şey var da ben gene özetledim.
Yemek yapmayı çok seviyorum, masa hazırlamayı da..Masamda örtü kullanmıyorum;servislerim var renk renk.
Kullandığım yemek takımına göre servis açarım.
Pek çok insan servis kullanmıyor, örtü kullanıyor. Sofra örtülerini her yemek sonrası yıkamak-ütülemek çok zor ve hijyenik değil ki..
Servisler masada ayrı bir renk benim için; temizliği kolay ve her kişiye bir servis;kullanımı kolay.
Ve bardaklar…
Akşam yemeği için kullandığım bardakları gün içinde kullanmam; çizilmiş, rengi kaçmış bardaklar, ıykk..
Çatal-Bıçak-Kaşık takımım da değişir gün içerisinde ki servislerde.
Ve…
Takıntılarımdan biri de peçeteler!
Akşam yemeklerinde kumaş peçeteler kullanıyorum; tabii ki kağıt peçeteler de bulunur masamda ama kaliteli olanlardan; tek silmede parmaklarıma yapışanlardan değil..
Ama gittiğim davetlerde 2 tl ye alınmış, beyaz, özentisiz, basit peçeteleri gördüğüm an iptal oluyorum.
Sizin gibi insanlar günümüzde ne yazık ki kalmadı ya da kaldı ben göremiyorum.. Düzensizlere inat düzene devam..! :DD