Dünyadaki arkeoloji müzelerine oldum olası diğer müzelere oranla daha fazla ilgim var. İstanbul’da ise bayıldığım müze olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü geniş bir coğrafyadan günümüze ulaşmış olan birçok önemli eseri bünyesinde barındırıyor. Öyle bir müze ki, açıldığı gün olan 13 Haziran “Müzeciler Günü” olarak kutlanmakta.
Benim hep yaptığım rutinim şu şekilde; önce Gülhane Parkı’nda oturup kuşlar, kedilerle birlikte simitleri mideye indirdikten sonra parkın yanındaki Osman Hamdi Bey Yokuşu’ndan ağır ağır İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne çıkıyorum.

Haftanın her günü açık olan müzenin giriş ücreti 20 TL (Son güncelleme: 18.04.2016). Ancak ben sizin Müzekart almanızı öneririm. Benim Müzekart‘ımın süresi geçmişti, hemen beş dakikada yenisini aldım. Yanınızda fotoğraflı bir kimliğinizi olması yeterli. İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Müzekart satış noktalarından biri olduğundan gişede zaman zaman kuyruk olabiliyor. Bunu göz önüne alıp gidin derim.

Turnikelerden geçtikten sonra hemen sağınızda sesli rehber kiralayabileceğiniz bir bölüm var. 15 TL verip sesli rehber edinmenizi öneririm. Sesli rehber ile müzeyi gezmek daha anlamlı hale geliyor. Ancak bilgilendirme noktalarının arttırılması taraftarıyım.

Herkes müzenin adına İstanbul Arkeoloji Müzesi diyor ama aslında müzenin genel adı İstanbul Arkeoloji Müzeleri. Zira müze kendi içinde bir yerine üç müze barındırıyor:
İstanbul Arkeoloji Müzesi Bölümleri
Arkeoloji Müzesi: Ana bina olarak da geçiyor. Mimarı Alexandere Vallaury.
Çinili Köşk Müzesi: Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı, Selçuklu etkisi gösteren bina, İstanbul Arkeoloji Müzeleri içindeki en eski yapı olma özelliğini taşıyor.
Eski Şark Eserleri Müzesi: Osmanlı İmparatorluğu’nda açılmış olan ilk güzel sanatlar okulu olan Sanayi-i Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Akademisi). Mimarı Alexandere Vallaury.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Kısa Tarihi
İstanbul Arkeoloji Müzeleri, müzeci olan ama daha çok ressam kimliğiyle tanınan Osman Hamdi Bey‘in çabalarıyla 13 Haziran 1891‘de kurulmuş. Ama biz biraz daha eskiye gidelim isterseniz. Müzenin girişindeki kapıya baktığınızda 1869 tarihinin yazılı olduğunu göreceksiniz. Şimdilerde ayrı bir müze olan Aya İrini Kilisesi‘nde 1869 yılında “Müze-i Hümayun” yani İmparatorluk Müzesi adıyla, o zamana kadar toplanmış olan arkeolojik eserler sergilenmekteymiş. Daha sonra eser fazlalılığından bu mekan yetersiz kalmış, yeni bina yapalım demişler ama olmamış. Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Çinili Köşk müzeye dönüştürülmüş. Yani İstanbul Arkeoloji Müzeleri bünyesindeki en eski bina Çinili Köşk (1472). Aya İrini Kilisesi’nde 1881’de, yani Atatürk’ün doğduğu yıl Osman Hamdi Bey müze müdürlüğüne atanmış ve yaptığı kazılardan çıkan eserleri müzede toplamış. Yapılan kazırlardan elde edilen önemli eserleri düzgün bir yerde sergilemeyi düşünen Osman Hamdi Bey Çinili Köşk’ün karşısına bir bina yapalım istediğinde bulunmuş. Böylelikle bugünkü Arkeoloji Müzesi ana binayı ve Eski Şark Eserleri Müzesi‘nin binasını mimar Alexandere Vallaury (kendisi aynı zamanda Pera Palas Oteli, İstanbul Erkek Lisesi gibi yapıların da mimarı) yapmış ve 13 Haziran 1891‘de de müze ziyarete açılmış. Daha sonra ise ilerleyen yıllarda ek binalar yapılarak, sergileme alanları çoğaltılmış.
Osman Hamdi Bey Kimdir?

Sadrazam Ethem Paşa’nın oğlu olan Osman Hamdi Bey, Paris’te eğitim gördükten sonra ülkesine geri dönüp çeşitli görevlerde çalıştıktan sonra 1881 yılında müze müdürlüğüne getirilmiş. 650 parça koleksiyon eserini Çinili Köşk’te bilimsel olarak toplayan Hamdi Bey, sistemli kazılar yapmaya da devam etmiş. Öyle ki, çabaları sonucu müze, dünyada merak ve hayranlık uyandıran ilk Türk müzesi olmış. Yabancıları yurt dışına eserleri götürmelerini engellemek amacıyla Asar-ı Atika Nizamnamesi’nin (Eski Eserler Yönetmeliği-1883) çıkmasını sağlamış. Yani birçok eserin elimizden uçup gitmemesini ona borçluyuz. Osmanlı topraklarında kazı yapan ilk Türk arkeolog olan Osman Hamdi Bey, daha çok ressam kimliğiyle tanınmakta. En bilinen eseri ise Kaplumbağa Terbiyecisi ve Pera Müzesi‘nde sergilenmekte.
Arkeoloji Müzesi

Üç bölümlük müzenin önce Arkeoloji Müzesi kısmını gezmeye başlayın derim. Baştan söylemiş olayım Arkeoloji Müzesi‘nin büyük bir bölümü restorasyon nedeniyle kapalı. Yani bu aralar giderseniz birçok eseri göremeyeceksiniz.
Arkeoloji Müzesi, Klasik Bina ve ek bina olmak üzere iki binadan oluşuyor ve bu iki bina içeriden birbiriyle bağlantılı. Restorasyonun büyük bölümü ise Klasik Bina’da yapılmakta. Osmanlı İmparatorluğu çok geniş bir alanda hüküm süren bir imparatorluk olduğundan müzede bulunan eserler de geniş çeşitliliğe sahip. Mısır, Yunan, Mezopotamya, Anadolu gibi birçok uygarlıktan günümüze kalan eserlerin yanı sıra Bizans Dönemi, Prehistorik Dönem’den kalma eserler de sergilenmekte.
Çinili Köşk Müzesi
Çinili Köşk Müzesi‘nde Selçuklu ve Osmanlı dönemi 11. ve 20. yy. başlarına ait çini ve seramikler sergileniyor. Bunların yanı sıra Ab-ı Hayat Çeşmesi de mutlaka görülmesi gereken bir eser.
Eski Şark Eserleri Müzesi

Eski Şark Eserleri Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzelerinin girişinde, solda, Osmanlı İmparatorluğu’nda açılmış olan ilk güzel sanatlar okulu olan Sanayi-i Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Akademisi) binasında yer alıyor. Müzede, adak heykelcikleri, Mısır mezar buluntuları, Kadeş Antlaşması, çivi yazılı belgeler, dünyanın en eski aşk şiiri gibi birçok tarihi eser bulunuyor.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Ziyaret Saatleri ve Ücretler
Haftanın her günü 09:00-19:00 saatleri arasında açık.
Giriş ücreti ise 20 TL. Müzekart geçerli.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Nerede
Fatih, Gülhane’de yer alan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Gülhane Parkı ve Topkapı Sarayı arasında yer alıyor. Adres: Alemdar Cad. Osman Hamdi Bey Yokuşu Sk. Gülhane, Fatih
İstanbul’da yapılacaklar sıralı listesi için → İstanbul’da Ölmeden Önce Yapılacaklar Listesi