Ana sayfa Uncategorized Bizımla Diılsın İstanbul Modern

Bizımla Diılsın İstanbul Modern

219
10

İstanbul Modern‘i bu ikinci ziyaret edişimdi.  İlk ziyaretimiz biraz tatsız geçmişti. Çünkü güvenliklerin tavırları yüzünden rahat gezememiştik. Bunun üzerine yazdığım yazı sonrası müzenin Pazarlama Direktörü Gülcem Bayer Deniz konu üzerinde hassasiyet göstermiş ve beni bilgilendirmişti sağ olsun. Ancak ikinci kez gidişimde de gördüm ki değişen hiçbir şey olmamış, aksine daha beter bir hale gelmiş.

İlk ziyaret sonrası şöyle bir yorumda bulunmuştum:

“Her şeye rağmen bazı çalışanların tatsız tutum ve davranışları tüm müzeye mal edilemez. İstanbul Modern, İstanbul’a oldukça yakışan, önemli ve değer verilmesi gereken bir yerdir.”



Hâlâ aynı görüşteyim ve bu görüşüm de değişmeyecek. Ancak, artık İstanbul Modern lafı edildiğinde nedense benim tüylerim direkt havalanıyor.

Dün, yani Perşembe günü (İstanbul Modern Perşembe günleri ücretsiz) dersimiz akşam 6’daydı ve günlerden Perşembe olunca arkadaşımla İstanbul Modern‘e gidelim dedik. Güncel sergileri merak ediyordum.

İstanbul Modern binasına girmeden, önce bahçede bir güvenlikten geçiyorsunuz. Bu alana girdikten sonra bize telefon ve metal eşyalarımızı çıkartmamız söylendi. Buraya kadar her şey yolunda. Çünkü Türkiye’de alışılmış bir uygulama. Daha sonra “Yalnız montlarımızı da çıkarıyoruz” uyarısını duyunca ben de şalterler attı. Pardon! Tıpış tıpış montlarımızı da çıkarttık. Üstümde hiçbir şey kalmamış halde geçtim, ancak kemerim yüzünden tekrar öttüm. Ötmem üzerine kollarımı kaldırarak bir güzel arandım. Bıçak, silah vs. sokup içeridekileri rehin almam ve eserlere zarar vermem böylece önlenmiş oldu. İlk geldiğimde çok rahat bir şekilde girdiğim yere bu kez yoğun güvenlik aramasıyla girmek zorunda kaldım. Arkadaşım da şaşırdı tabii bu duruma.

İşin komik yanı, bizim arkamızdan, yanda bulunan Fashion Week‘in düzenlendiği alandan çıkan “havalı abla grubu” içeri girdi. 4 kişilik bu grubun içeri giriş süresi ise 10 saniyeyi geçmedi desem yeridir. Üzerlerindeki metallerin fazlalığından bahsetmiyorum bile.

Binanın içine girdiğimizde, görevli ücretsiz giriş biletlerimizi okutup bize verdi ve içeride fotoğraf çekmenin yasak olduğunu bize hatırlattı. Teşekkür edip arkadaşımla gezmeye başladık. Gezerken annem mesaj attı, telefonu çıkartıp cevap yazdım (bu arada telefonum sessizde). Daha sonra telefonum biraz büyük olduğu için cebime geri koymadım ve defterimle beraber tek elimde taşımaya başladım. O sırada telefonu elimde gören görevli yanımıza gelip “Yalnız, fotoğraf çekmek yasak” diye bizi aklınca uyardı. Ben, acaba çektiğimizi mi düşündü de uyarıyor diye düşündüğümden “Tamam bilgimiz var ama çekmedik ki” dedim. Buna karşılık “Zaten ben size çekiyorsunuz demedim. Hatırlatmak istedim” dedi. Bunun üzerine benim şalterler ikinci kez atmasın mı! O saatten sonra ben mi içerideki sergileri gezdim yoksa onlar mı beni gezdi hatırlamıyorum.


Güzel ülkemde yasakların ne olduğunun, yasaklar ihlal edilmeden önce hatırlatılması çok güzel bir uygulama!

İşin kötüsü yanlış anlarlar diye bütün gezi süresi boyunca telefonu cebimden çıkartamadım. Korkularla pıstırılmış bir toplumuz neticede. Halbuki devir teknoloji devri… Biz oraya fotoğraf çekilmeyeceğini bilerek gittik ancak ne yalan söyleyeyim Twitter ve Facebook‘tan görüşlerimi paylaşırım diye düşünmüştüm.

Bu noktada, yurt dışında ve İstanbul‘da bulunan, ziyaret ettiğim bazı müzelerden örnekler vereyim. Bu örnekler dağdan inmediğimin ve müze gezme bilinç ve kültürümün olduğunun bir göstergesi olabilir sanırım.

Yurt dışında gittiğim bazı müzelerden örnekler:

Louvre Museum / Paris: Hollanda’da öğrenci olduğum için müzeye girerken sadece öğrenci kartımı görevliye göstermiş ve ücretsiz girmiştim. Cep telefonu, metal vs. çıkarttığımı da hatırlamıyorum. İçeride fotoğraf çekmek serbestti. Mona Lisa‘nın bile fotoğrafını çektim.

Rijksmuseum / Amsterdam: İçeriye girmek için hızlı geçiş biletiniz yoksa uzun bir kuyrukta beklemek zorundasınız. Telefon, metal eşya vb. araçları çıkartıp giriyorsunuz. Ben anahtarımı çıkartmayı unuttuğum için geçerken öttüm ama güvenlik gülerek “Olsun geç” demişti. Müzeyi gezerken güvenliklerin varlığını hissetmedim bile. İçeride resim çekmek ise yasaktı.

British Museum (Londra): Ücretsizdi. Gerçekten ücretsizdi. Tek tük güvenliğe rastlamıştım ve rahat rahat gezmiştim diye hatırlıyorum. Oradan buradan toplama (çalma) eserlerle müze oluşturdukları için para alırsak ayıp olur diye düşünmüş olabilirler.

The National Gallery /Londra: Birbirinden ünlü sanat eserlerinin sergilendiği The National Gallery’ye elimi koluma sallaya sallaya bir markete girer gibi girmiştim ve çok şaşırmıştım. Burası da ücretsizdi. Girişte bağış yapmak isterseniz büyük şeffaf bir kutunun içine para atmana şansına sahiptiniz.

“Orası öyle…”

İstanbul Modern’de olanları kime anlatsam herkes “Orası öyle…” diyor.

Mutlu Eller blogunun yazarı Semi, Twitter’dan sergileri sorunca “…güvenlikler yüzünden sinir olduk” dedim. Verdiği ilk cevap “Fotoğraf ve çanta uyarıları mı?” oldu. Bir müze düşünün ki ismi anıldığında ilk akla fotoğraf ve çanta uyarıları gelsin.

Konuşmamızda yaptığı diğer yorumlar: “Orası öyle gerçekten. Eserleri geçtim, boş koridorda bile çekmek yasak! Bienal serbest,müzenin koridorunda uyarı aldık:)”, “Çok hassas, tarihi eserler olsa anlarım da koridoru anlamama imkan yok! Bozma moralini, elimizdeki nadir müzelerden:))”


Bu yazımı yazmamın amacı İstanbul Modern‘i kötülemek asla değil. Ancak her gidişimde aynı muameleyle karşılaşmak beni üzüyor. Ben protesto edip gitmediğim zaman İstanbul Modern’in kapanacak hali yok. Umarım ileride daha düzgün bir yer haline gelebilir.

Her şeye rağmen, yine aynı şeyi söyleyeceğim; siz siz olun İstanbul Modern’i mutlaka ziyaret edin. Ben ise bundan sonra ziyaret etmeden önce mutlaka iki kere düşüneceğim.

10 YORUMLAR

  1. ben en son Body Worlds sergisine gitmiştim İstanbul Modern'de. ama giriş çıkışlarda çantam vs aranmamıştı. içeride foto çekmek yasaktı ama bunu sadece uyarı levhalarıyla belirtmişlerdi. neler oldu, neler değişti müzenin tutumunda bilmiyorum. ama bahsettiklerin fazlasıyla rahatsız edici. zorunluluk değil zevk icabı gittiğin bir yerde böyle potansiyel suçlu(!) muamelesi görmek hoş olmasa gerek. benim tüm keyfimi kaçırırdı şahsen. kültür sanatla alakalı bir iş yaparken tavır ve zihniyet olarak zarafetten yoksun olmak ne kadar ironik, peh.

  2. Çok şaşırdım ben de aksine istanbul modern görevlilerin nazik olduğunu düşünürüm; umarım seninki sadece bir şansızlıktır. Bir şans daha ver bence:)

  3. Maalesef herkesi potansiyel suçlu gören bir ülkede yaşar olduk, biz de dün İst.Modern'i gezdik içeri girişlerde aynen dediğiniz gibi uyarılarla karşılaştık fakat ben daha önceleri de çok gezdim orayı böyle değildi, üstelik fotoğraf çekimine de izin veriliyordu…
    Geçenlerde Eminönü Postanesinin fotoğrafını çekecektim, neredeyse beni tutuklayacaklardı:(
    Gülelim mi ağlayalım bu korkak halimize…
    Gerçi suçlular korkar ama:)))

  4. @Karadut Arkadaşım da Body Worlds'e gitmiş ve böyle değildi dedi. Bizi de rahatsız etti ve keyfimizi kaçırdı ama yapacak bir şey yok. İçerideki eserler fazla kıymetli sanırım. :))

    @sanki terapi Bana nazik olmayanlar denk geliyor sanırım. Şansızlık olsa bile bir daha gitmem düşük ihtimal. Gergin gergin sergi mi gezilir? :))

    @BAYKUŞ GÖZÜYLE… Dediğiniz çok doğru. Prş günleri ücretsiz olduğu için güvenlik artıyor sanırım. Fotoğraf çekimini de önleminin bir yolu yok artık, varsın çekilsin. :)))
    Böyle böyle soğutuyorlar insanı… Üzücü sadece. Başkaları tarafından suçlu hissettiriliyoruz…

  5. Duygularımı biliyorsun zaten. Yazdıklarına ve örneklerine %100 katılıyorum.
    Body Worlds örnek verilmiş ama o Antrepo'da idi.
    Ne varsa İstanbul Modern'de var, onu da biz anlamıyoruz:))

  6. Yasadigin sinir harbini okuyunca sunu anladim,benim gibi cabuk sinirlenen insanlarin gidebilecegi bir yer degil ,gerci istesemde gidemem ben gaziantepten okuyorum bu yaziyi:-)

  7. @Semi M.Eller Yazıma katkılarınızdan ötürü çok teşekkürler. Destek olmak oldukça önemli. ;))
    Ben Body Worlds'ün nerede sergilendiğini bilmediğim için atladım hemen. :))
    İstanbul Modern number one! 🙂

    @Jaz Jelibin Siz yine de gidin kendiniz karar verin derim ben. :)) Yolunuz İstanbul'a mutlaka düşer. Bu arada Gaziantep'i çok merak ediyorum. Bir gün mutlaka geleceğim. :)))

  8. Gaziantepe gelecekseniz,kesinlikle yazin gelmeyin derim,buralarin sicaklari cok fena olur ,kisida soguktur en iyisi bahar mevsimidir.bide yuvarlama corba degildir:-)bizim seker bayraminda yedigimiz yemegimizdir:-) daha bir cok guzel yemegimiz gezecek turistik yerimiz vardir,bekleriz:-D

Güven Turan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Please enter your comment!
Please enter your name here