
Serinin ikinci kitabını filmi gösterime girmeden okuyayım dedim. Çok ahım şahım değil ama kötü de değil. from guven_turan
Açlık Oyunları serisinin devamı olan ikinci kitabı Ateşi Yakalamak‘ı uzun bir aradan sonra okuyabildim.
İlk kitap, “Açlık Oyunları”nı okuduktan sonra serinin diğer kitaplarını hemen okumayı düşünmüyorum demiştim. İlk kitabı geçen sene Mart ayında okumuşum düşünün. Ama nedense devamını çok da merak etmemişim demek ki alıp okumadım. Ancak IMDb‘nin sitesinde gezerken ikinci kitabın filminin fragmanını görünce okuduğum “Danaburnu”nu bırakıp “Ateşi Yakalamak”a başladım.
Zira ben kitap filme uyarlansın, seyrederiz kafasında değilim. Filmi çekilse bile önce kitabını okuma taraftarıyım. Bazen eski filmlerde özellikle filmi izledikten sonra filmin kitaptan uyarlama olduğunu öğreniyorum orası ayrı konu. 🙂
İlk kitabı okuduktan sonra gençlik kitabı gibi demiştim. Hâlâ da aynı fikirdeyim.
Bu tarz kitapları ben okumayı sevdirici, çerez kitaplar olarak görüyorum. Yani edebi değer taşıdıklarını düşünmüyorum. İlginç konu ve iyi kotarılmış bir kurguyla çoğu kişinin yazabileceği türden kitaplar. Burada bizi çeken edebi dil vs. değil farkındaysanız “konu”nun ilgi çekiciliği ve farklı oluşu. Ama gelin görün ki konu da özgün değil. Yazar, Theseus‘tan “etkilendiğini” kendisi de söylüyor zaten. Lafım sadece bu seriye değil tabii. Alacakaranlık serisi, hatta Dan Brown’un “Cehennem”ini de bu sepete koyabiliriz.
Capitol mutsuz, huzursuzluk artıyor. Ateşle dans eden kız bir kıvılcım yaktı, yerin altından yükselen isyan şimdi patlama noktasında! Kıvılcımlar parlıyor, alevler yayılıyor ve Capitol intikam istiyor.
Normalde serilerin ilk kitapları daha iyi olur ama “Ateşi Yakalamak”ı “Açlık Oyunları”ndan daha çok sevdim. Kitapta karakterler üzerinde çok durulmamış ve hemen geçiştirilmiş. Bazılarının kız mı erkek mi olduğunu bile anlayamadım.
Ergen kızımız Katniss‘in burnu yine havalarda. Yine oflayıp duruyor. Okurken ağzının ortasına bir tane çakasım gelmedi değil.
Kompozisyon sınavlarında öğretmen “Son 10 dakika!” diye bağırır ve siz o panikle hızlıca olayı bağlayıp sonucu yazarsınız. İşte bu kitabın sonu da o şekil. Kitabın başlarında okuyucu oldukça sıkan yazar, sonuna doğru daha detaylı anlatması gereken yerleri hızlıca geçiştirmiş.
Her şeye rağmen oldukça sürükleyici bir kitap, filmini de merakla bekliyorum.
İlk kitabı okuduktan sonra ikinci kitabı merak etmemiştim ama şimdi üçüncü kitabı oldukça merak ediyorum. Her ne kadar üçüncü kitabı almış olsam da filminin fragmanını görene kadar okumayı düşünmüyorum.
Son olarak Hakan Peker‘in bu şarkısı Peeta‘dan Katniss‘e gelsin:
Gide gele çok zaman yoruldum
Yola geldim ben de senin oldum
Ona buna yok yere inandım
Nasıl olsa benimsin sandım
Ateşini yolla bana
Kor alevler içindeyim
Bilmesen de
Daha daha sokul bana
Benim sana geldiğim gibi bana gelmesen de…
3. kitap en güzeliydi.İlk filmi beğenmemiştim umarım 2. film çok daha güzel olur. 🙂
İlki kadar güzel olmasa da fena değildi.Hayırlı bayramlar bu arada:)
@Duygu ft Üçüncüsünü henüz okumadım. Filmi bekliyorum. :)) İkincisi kesin daha iyi olur, olmalı, olacak! 😀
@Kitap Cumhuriyetim Ben nedense bunu daha çok sevdim. İyi bayramlar! ;))
Merhabalar;
Blogunuzu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım.
885. takipçiniz benim.
Bana da gelirseniz sevinirim 🙂
İyi Bayramlar
Sevgiler
http://whiteglaze.blogspot.com
twitter: @_gamzeahmet_